Video Oyun Dünyası

Life Is Strange İncelemesi

           Daha önceki yazımda belirttiğim gibi oyunla ilgili ilginç bir beklenti var ve bende oyun hakkında bir inceleme yazma gereği duydum. Her oyunla ilgili bir inceleme yapmak gibi bir durum şu an için söz konusu değil ama oynadığım oyunla ilgili bir kaç eleştiri elbette bulacağım ve karşısınız Life is Strange incelemesi!

               
Hey bana bakın. Hayalet değilim ben :'(
                
              
                 Oyununun kesinlikle Telltale Games oyunlarıyla bir benzerliği olduğu çok açık. Tam olarak bir video oyun diyemeyiz. Daha çok bir deneyim, interaktif bir film bir TV show gibi. Oyun diğer insanları olduğu kadar beni de ilginç bir şekilde etkilemeyi başardı. Oyunun hikayesiyle ilgili spoiler vermeden bir kaç bilgi vermeye çalışacağım. Kızımız yani Max bir şekilde zamanı geri sarmayı öğreniyor ve şansa da bakın ki bu yeteneğini keşfetmesinin ardından hayatında bir takım olağan dışı olaylar olmaya başlıyor ve bu yeteneğini bu durumlarda kullanmaktan kendisini de tabi ki alamıyor. Daha öncesinde arkasında bıraktığı ve daha sonra büyüdüğü şehre dönerek tekrar karşılaştığı arkadaşı Chloe ile ilginç bir maceraya çıkıyoruz. Size Max'in büyüdüğü şehri terk ederken en yakın arkadaşı Chloe'yi bunca zaman hiç aramadığından bahsetmiş miydim? En iyisi oyunun hikayesinden daha fazla bahsetmeden teknik ve çekici yanlarına geçmek.


Hipsters Everywhere!!!

              
                  Oyunun dünyası inanılmaz derecede zengin, buna kendi seçimlerimizin olduğunu da dahil edersek tekrar tekrar oynatır cinsten bir oyun ortaya çıkmış. Telltale Games oyun tarzına benzettim ama şöyle oyunun ilk bölümünü bitirince fark ettim ki Life is Strange'in dünyası inanılmaz derecede daha yoğun. Etkileşime geçebildiğimiz obje sayısı oldukça fazla ve kızımız pek çok şey hakkında ansızın ilginç yorumlarda bulunuyor. Bazen bizi gülümsetiyor bazense düşünüyor açıkçası. Biliyorum çok sık Telltale Games oyunlarından bahsettim ama bu yapıyı en iyi kullanan ekip şuana kadar onlardı hatta yaratıcısı onlardı ama Life is Strange'in oyun içi süresiyle dahi Telltale Games oyunlarını geçmiş diyebilirim.


Draw me like one of your French girls.

            
               İlk bölümü bitirdikten sonra ilk yaptığım şey direk Steam'den oynadığım süreye bakmak oldu. Neredeyse tam 3 saatlik bir oynanış süresine sahip. Nitekim benim hardcore bir oyuncu olduğumu işin içine dahil edersek yani oyundaki her bir obje ile etkileşim kurup her bir şeyini tam olarak yaptım ve bu gayet makul bir süre. Son Telltale Games oyunu olan Tales from Borderlands'in oynanış süresi ise 2 saat civarıydı ve gayet güzel ve eğlenceliydi, değinmeden geçemeyeceğim. Ama son sözlerim olarak şunları belirtmek istiyorum. Hikayesiyle, işleyişiyle ve karakter detaylarıyla oyun beni kendi içerisine hapsetti diyebilirim. Bundan sonraki bölümlerini merakla beklemekteyim. Oyunla ilgili puan notum ise ; 



 86/100
Kesinlikle Oynanması Gereken!
PC üzerinde test edildi.





PAYLAŞ
    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder